yüzleşme yazıları

Başlığa bakıp da, karnavallardan bahsedeceğimize ihtimal verilmesin. Karnaval mevsimi senede bir sefer gelir… Bizim bahsetmek istediğimiz maskeliler tam on senenin dört mevsiminin bütün günlerinde vardır. Her yerde görülür, her işte uğursuz yüzlerini gösterirler.

İyi niyetle, temiz arzularla, bir vatanperverlik duygusuyla bir işe besmele çekip başlasak mutlaka bu maskeliler gözümüze çarpar. Mehtaplı bir gecede yürüyen bir insan nasıl ki gölgesini önünde görürse söz konusu olan maskeliler de daima önde gitmek ve milleti her zaman için arkasında kendisine tabi görmek ister…

Konu edilen maskeler millicidir, particidir, gönül çeler hatta vatan için fedakârdır, herkesin hayrına görünür. Fakat, ah fakat o maskenin iki yusyuvarlak açılmış sırtlanın hiçbir zaman için hayra delalet etmeyen keskin, içe işeyen ve kan bürümüş gözlerine benzeyen zehir saçan gözlerini, hâlâ tereddüt ve şüphe gibi takıntıların etkisi altında olanlar görebilse!

O zaman nasıl bir kuvvetin esiri olduklarını anlarlar. O zaman tabiat kanunlarına aykırı bir çekimle çekilmekte olduklarına inanırlar. Görüyoruz ve anlıyoruz ki sarılıp kucaklaşmalarında yalnız vatan sevgisi taşıyan kişiler maskelilerin hakiki çehrelerini görmeye gerek duymadan bunların arkasından koşuyor… Nereye koşuyor biliyor musunuz? Daha dün adaleti zulüm, kardeşliği tek elin ortaklığı, eşitliği kendileriyle onlara katılanları yasadışı yollarla zengin etmek olarak anlayan bir heyeti alkışlayan şüpheliler takımının göstermiş olduğu korku dolu bir çukura doğru…

Daha dün vatanın kurtuluşunu; çevirdikleri dolaplarla, söndürdükleri yuvalarla, mahvettikleri vatan evlatlarını feda eden maskelilerin bugün vatanı kurtarmak için çırpınmalarına ilahi bir nass (akide diye) inanır mısınız?..

Çevreden merkeze çektikleri yüksek duygulu, yüce kalpli değerli kişilerin arasına eşek arısı gibi çirkin bir uğultu ile karışan maskelilerden sakının… Bunlardan ne bal alınır ve ne de iri dikenlerinin ıstıraplarına dayanma gücünü tüketenine tahammül olunur.

Maskelilerde ayrımcılık, burnu büyüklük, makam hırsı on senelik bir hastalıktır, vatanın bir parçası olmaktan ayrılan topraklar bile bu hastalığı tedavi edemedi. Hâlâ da edemiyor.

Kırılan burunları, çiğnenen varlıkları ile yine bir, iki parçaya ayrılan yılanlar gibi kıvranıp birleşmek, etrafa saldırmak istiyorlar.

Hayal ve gizli hileler yaratan maskelilerden, her nuru yaratan Cenabı Hakk’ın iyilik vasiyetine sığınmak gerekir.

Bugün bir karış topraktan, vatanı savunmaktan bahseden maskeliler milyonlarca milli toprakları arkada bırakarak, yellere terk ederek meçhul diyarlara kaçan zalimlerin yardakçıları, tef çalanlarıydı…

Görülüyor ki vatana, vatanın geleceğine ilişkin genel bir tartışmada bile daima ve daima üstünlüğü ve hakimiyeti kazanmak istiyorlar. Bu kötü emelli ile bildiğimiz ve bildiğimizden dolayı ilelebet uzak durduğumuz ve beğenmediğimiz hileli araçlara müracaat ediyorlar. Hainlerin hempalarını bugün nüfuz sahibi görmek namuslu insanların izzetinefislerine karşı açıkça bir hakarettir.

Ey Anadolu topraklarının şerefi ve mücevheri olan fedakâr, kalbi temiz iyi evlatları! İzmir’imizi şereflendirdiniz… Hoş geldiniz, sefa geldiniz…Fakat sizlere ruhumun derininden taşan bir feryadı minnet yalvarışı ile arz ediyorum ki lanetlenmiş şeytanın bile fitne ve fesat yapmaktan korlaşmış ağzını hayrette bırakan maskelilerden sakının, her zaman sakının.

Mahmut Tahirülmevlevi, ISLAHAT gazetesi İzmir, 19 Mart 1919

Bir Cevap Yazın

Aşağıya bilgilerinizi girin veya oturum açmak için bir simgeye tıklayın:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Twitter resmi

Twitter hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s