Mekan 5: YANGIN ve Bir Okul Hikayesi…

“1922 yılının Eylül ayındaki yangından bahsetmek istiyorum. 1922 yılında bu “bilgi tapınağı” yeniden inşa edilmiş ve tamamlanmış durumda faaliyete geçmeye hazırlanırken, öngörülen tarihten tam 3 ay önce 1922 senesinin Eylül ayında İzmir’in mahvı ve ardından Rumların, atalarının yüzyıllar boyunca yaşadıkları topraklardan zorunlu ve temelli ayrılışı gerçekleşti. İzmir’in en büyük kısmını yakan yangın, sadece Evangeliki Okulu’nun eski binasını değil, aynı zamanda Kütüphaneyi, Arkeoloji Müzesini, Fizyoloji-Antropoloji Müzesini ve her şeyi kül etti…”

Mekân 4: HEYKEL İNKILÂBI…

Çok partili ve fakat “padişahlı saltanat” düzeninden; tek partili ve “Tek Adam”lı Cumhuriyet’e geçilirken başarılanlar arasında “heykel devrimi” sayılmaz. Oysa “harf devrimi” kadar önemlidir. Her iki devrim “hurafe”ye karşı savaşın temelidir. “Allah, ne yerdedir, ne göktedir, mekânı münezzehtedir.” Dindeki bu metafizik tarif “aydınlanma inancı”na uymaz. Dindarlar heykeli “put” olarak görür. “Aydınlanmacı Cumhuriyet” ise “heykel”i sever,…

Mekân 3: UTANAN ŞEHİRLER

Şehirde ünlü bir “çukur” var, geçmişin Ermeni mahallrsinde,  Basmane semtinde. Yaz aylarında sivrisinek ve kurbağa deryasıdır. “Güzel İzmir”e yakıştıramaz bu çukuru, haklı olarak yakınır çoğu İzmirli. Evet, “çukur” vardır, ama “Büyük Yangın”dan bu yana “Güzel İzmir” yoktur, kendi gitmiş adı kalmıştır yadigâr… Hafızası silinmiştir bir kere, bilmez ki, İzmir’i güzelleştiren dillerdir, dinlerdir, rengârenk hallerdir. Oysa…

mekân 2: İZMİR’de ÜNİVERSİTE!..

Dünden bugüne şehir, koca kara bir taş üzerinde, görmüş geçirmiş bir binayı taşır gelir, o da kara taştandır.. Hâlâ okul olarak kullanılan binanın geçmişinden yüz seneden beri korkan çoktur! Oysa sorulsa o kara binanın o “korkunç!” geçmişi onun kara taşlarına, o kara taşlar korkmadan, o geçmişin üstünü örtmeden size anlatır… Bir Şehir ki … Meşrutiyet…

mekân 1: ISPARTALIYANLAR VE KORDON’DAKİ KONAK (*)

Ispartalıyanlar İzmir’in tanınmış ailelerindendir. Bu yazı bu aile ve Kordon’da yaptırdıkları konağın başından geçenler üstünedir. Ispartalıyan konağı bugün “İzmir Atatürk Müzesi” olarak kullanılmaktadır. Önce, önde gelen bireyleri üzerinden aileyi tanıyalım: Ispartalıyan ailesi halı ticaretiyle uğraşır. Özellikle Isparta, Kula, Uşak ve Gördes’te dokuttuğu halıları  Avrupa’ya satar. İşyerleri Zeytun Çarşısı’ndadır (1). Zenginliğin kaynağı ticarettir, ama ünlenmeleri sadece…

ISPARTALIYANLAR VE KORDON’DAKİ KONAK

Birinci Dünya Savaşı, İzmir’de ekonomik canlılığın hızını kesse de, savaş ertesinde Ispartalıyan halıları için Avrupa pazarı yeniden açılmaya başladığı sırada, 9 Eylül 1922 günü İzmir, Ankara Hükümeti kuvvetleri tarafından geri alınır ve 1915 “Tehcir Kanunu” hışmından kurtulabilen İzmir Ermenileri, Rumlarla birlikte göçe zorlanır.