“Talih beni sevgili dostlarımdan ayırmak istedi. Kendilerinden derin tahassuslar (kişise duygular) ve elim tesirlerle ayrılıyorum. Her nereye gidecek olsam bu aziz dostlarımın hatırası beni müteselli edecek (avutacak) ve ibraz ettikleri asarı teveccüh (gösterdikleri sevgi) ve muhitleri beni ilelebet kendilerine minnettar bırakacaktır. Bilhassa doktor Bahtiyar Hüseyin ve biraderi binbaşı Necati, Kırımi (Kırımlı) Ömer Lütfü, Emirzade Refik, sıhhiye müdürü Şükrü, operatör İsmet, piri muhterem doktor Mustafa Enver (1), bakteriyolog Memduh beylerle sevgili İzmir’imizin bilcümle etibbayı Osmaniye’sinin (bütün Osmanlı hekimleri) ve eczacı Süleyman Ferit (2), Mehmet Esat beylerin ve diğer eczacı arkadaşlarımın insaniyetlerini unutmayacağım.

Çocukluğumdan beri aralarında yaşadığım bütün İzmir Müslümanlarına kemali teessürle (tam bir üzüntüyle) arz ve veda ediyor ve daima sadık ve halis bir Türk muhibbi  (dostu) kalacağımı temin (vaat) ediyorum.  Allahaısmarladık. “(3)

                                                             *        *       *

Okuduğunuz, Osmanlı Eczanesi Sahibi Eczacı Lusodinas’ın veda mektubudur ve bu bir “ilân”dır!

O, Ankara Fetvası’nda, “İzmir, Adana, Maraş, Antep ve Urfa havalisine düşmanlar tarafından tecavüz edilerek, gayrimüslim vatandaşlar ile işbirliği halinde Müslümanları öldürüp, mallarını soygun ve yağma edip , namuslarına tecavüz ederek mukaddesatlarını tahkir ettikleri…” için “hain” ve “düşman” ilân edilenlerden biridir… (4)

O, “Komitacılar olarak tabiat kanunlarına inanırız… Tabiat kanunları hükmettiğinden aynı dili konuşan, aynı dine bağlanan yekvücut bir Osmanlılık hâkim olacaktır…” diyen İttihatçı-Türkçü Doktor Nazım’ın “başka din”den olduğu ve “başka dil” konuştuğu için,  İzmir’de istemediklerindendir.

O, “İzmir’in millileştirilmesi, daha açık tabiriyle ‘Gavur İzmir’in Türk İzmir olabilme fetih hareketi”nin “esir”lerindendir. (5)

O, “Kurtarılan İzmir”in sıkıyönetim komutanının bildirileriyle (6) yurdundan kovulan insandır.

Lusodinas’ın, İzmir’i ebediyen terk etmesi için tanınan süre (30 Eylül) iki gün sonra sona bitecektir (6).

Ahenk gazetesinin ilânlar sayfasında, “Aynen” başlığı altında yayınlanan bir ilândır onun veda mektubu ve şu ana kadar başka bir örneği çıkmadı.

Gazete bu ilânı yayınlamakla çok şeyi göze almış olmalı…

Bu ilân, ülkeyi “tek millet” haline sokan zaferlerin “çok dostluk”lar öldürdüğüne acı bir örnektir…  

Foto: Süleyman Ferit Eczacıbaşı’nın Kemeraltı girişindeki ”Şifa” eczanesi.

  • 1847 Ödemiş, Birgi doğumlu. 1877 yılında Gurebai Müslimin Hastanesi’nde operatör doktor olarak göreve başlar ve  İzmir’de ilk diplomalı İslâm hekimdir. O esnada hastanenin baş hekimi Dr.Nikolaki Nalbantoğlu adında bir Hristiyan’dır! 1851’de açılan hastanede Ermeni, Rum ve sair Hristiyan hekimler Guraba-yı Müslimin Hastanesi’nde nöbetleşe hastalara bakardı.
  • Süleyman Ferit Rczacıbaşı, “Eczacıbaşı Topluluğu”nun kurucusu.
  • 28 Eylül 1922 Ahenk, s.3
  • “Ankara Müftüsü Rıfat Efendi’nin Karşı Fetvası”, (tekadamataturk.tripod.com › kfetva)
  • Celal Bayar, «Ben de Yazdım, s.108-109.
  • Bkz. “Bugün 17 Eylül, İzmir Yanıyor”, Beyanname numara 5  ve  “yangın 6: Son Mühlet” beyanname numara 7 (talatulusoy.com).

yangın 7: VEDA …” üzerine bir yorum

  1. Yaralı topraklarda yaşıyoruz.
    Her taşın altından bir Rembetiko hikâyesi çıkıyor.

    Beğen

Bir Cevap Yazın

Aşağıya bilgilerinizi girin veya oturum açmak için bir simgeye tıklayın:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Twitter resmi

Twitter hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s