Hadiseler ve seçimler neticesinde üstünlük Hürriyet ve İtilâf’ta kaldı; Hürriyet ve İtilâf hak kazandı ve hakiki muhalefet kuvvet buldu. Bu kuvveti iyice anlatmadan ve ispat etmeden evvel vaziyeti özetleyelim.

Sabık sadrazam Ferit Paşa hazretleri iktidardan çekileli iki buçuk ay oluyor; ona karşı olanların iddiasınca sadrazamlığı memleketten yararına bir çok teşebbüslere ve icraata mani idi. Milletin sesi boğuluyor, hakları kayba uğruyor, bağımsızlığı tehlikeye düşüyordu.

İdare edecek kadar bir siyaset takibiyle, gelecek tehlikeye sokuluyordu. Özetle vatana ihanet ediliyordu. Pontus hükümeti, Ermenistan’ın topraklarımıza katılması gibi o zaman siyaset haritasında bir an ciddiyetle bu tutmamış mânâsız ve hakikatten uzak feryada bahaneler uydurmayı başarılarına temel sayan (bir satırdan fazla sansür) koltuk sahipleri o zamanı kötüleyip öfke saçarlarken bir taraftan kargalar gibi cesetler ve naaşlar üzerinde kanat çırpma keyif ve iştahı, senelerce haykırarak harp alkışçılığı eden gazeteler, diğer taraftan İttihat ve Terakki silahhanesi kenarında karın doyura doyura yetişmiş ve gelişmiş bir takım mevki sahipleri bunlara katılıyor, körü körüne yalan dolaplarına koşularak Almanya’daki velinimetlerinin hesabına alıştıkları üzere at gibi çalışıyor,  fesat tarlalarını suluyorlardı.

Saltanat makamına ve devletin bugünkü şekline bilgisiyle, anlayışıyla canı yürekten bağlı bulunan Ferit Paşa hakiki ve menfaatsiz bir hamiyet ve sulh ve sükuna dayanan bir siyasetle koruduğu ve idare ettikleri mevkilerini bu hücum karşısında terk ettiler. İttihat ve Terakki çeteleri bunu ayyuka çıkan sarhoşcasına bir nara ile karşıladılar. Şenlikler ve sevinç gösterileri yaptılar. (Kurtulduk, kurtulduk, bakınız neler, ne güven, ne faydalar hasıl olacak!)  diyorlardı. Biz de dinledik, bekliyorduk, hâlâ da bekliyoruz. İki buçuk ay geçti. Bu sözü edilen rahata erme ve muvaffakiyetten, kazanan ve kazanılandan bir belirti, bir iz yok.

Geçmişte olan taktiller (topluca öldürmeler-tu), tehcirlerle sanık; kötülükler, rüşvetlerle mahkum olanlar kurtuldular, bugün kazandılar; hakiki maksat, kişisel amaç hasıl oldu. Fakat işte o kadar… Sulh ve değişme, o nerede? Bilakis şu yeni vaziyet hasıl oldu: Hürriyet ve İtilaf’ın üstünlüğünü, bakış açısında ve halkın iyiliğinden yana oluşundaki doğruluğunu doğruluyor. İki buçuk aylık müddet, bizlere, muhaliflere son bir seçim dersi ve bu sayede Avrupa’ya da son bir saha incelemesi sağladı:

  1. Hakiki vaziyet meydana çıkarak gittiğimiz yol ve hareket tarzımız gayet açık ve seçik bir surette görünür oldu:

İttihatçılık hâlâ mevcuttur, faaliyettedir ve memlekete zararlıdır. Memleket ve muhalefet hâlâ ölümlü ve felaketli yollara düşmüş bir kervan gibi daima saldırı ve baskılara maruzdur. Bundan ötürü memleketin müdafaası, şahsın kendini müdafaası için birleşmeli, kaynaşmalı, birleşmiş bir kitle haline gelerek tehlikenin ortadan kaldırılmasına elbirliğiyle çalışmalıdır.

Geçmişte Fikri Lütfi Bey’in de iddia buyurdukları ve benim de iştirak ettiğim gibi İttihat Terakki artık eski İttihat Terakki olamaz. Beni sürüp, seni asıp, öbürünü kesemez, yani politikacıları şahsen susturamaz, yalnız bir türlü durulmayan hırsı ve derebeylik zihniyetiyle memleket siyaseti işte böyle ikide bir vesileler çıkarıp akıl yolundan cebir ve zor ile ayırır ve şuna, buna meydan okumak hatta sınır dışında bile fesat çevirmek suretiyle dünyanın güvenliğini taciz eder. İşte bunun tekrarıdır ki vatanı nihayet büsbütün zincire vurdurur.

Diğer yönden İttihat ve Terakki ileri gelenlerinin cezalandırılması, cezayı hak ettiklerinden, suç işlediklerinden dolayı adaletin gerektirdiğini yerine getirmek için de lazımdır ve bugün muhalefetin en belli başlı işi, gerek memlekette ve gerek kendilerinde tekrarından ayrımsız bir seçim dersi teşkil etsin diye bunu düşünceden eyleme taşımaktır.

  • Muhalefete karışmış bazı İttihatçı ruhlu, İttihatçı zihniyetli adamları son hareket ve hadiseler aramızdan ayırmış, kendiliğinden seçip çıkarmıştır. İttihatçılarla işbirliği eden, onların kafadarı yâri, canı ciğeri olan bir kısım cüce muhalifler kimi seçilmek suretiyle evhamlanarak ve emniyeti için, kimi de seçilmeyerek çekilmişler, muhalefeti lüzumlu bir tasfiyeye kavuşturmuşlardır.
  • Hiçbir parti, hiçbir aday veya hiçbir ileri gelen devletin bu seçimler esnasında İttihat ve Terakki reislerinin cezalandırılmasını, toplu öldürmelerin faillerinin yargılanması gerektiğini vaat etmesine nazaran hakiki muhalif olarak memlekette yalnız bir Hürriyet ve İtilaf’ın mevcut olduğunu tayin etti.
  • Hürriyet ve İtilaf bu olanlar neticesinde arasındaki yanlış anlamaları, bütünlükten uzaklığı gidererek partisini kenetlemiş, su sızmaz bir hale getirmiştir. Dağıldığı ve fesh edildiği farz edilen Hürriyet ve İtilaf bugün memleketin düşmanı olan İttihatçılarla, kırıp yakıcı İttihat zihniyetine karşı ve İngiltere ile müttefiklerine karşı ve onlarla beraber gayet açık, gayet basit ve fakat kapsamlı ve faydalı bir siyasete, bir programa sahiptir.
  • Avrupa son hadiseleri ta yakından, içimizden takip etmek suretiyle İttihatçılık ve dal budakları hakkında gayet doğru, gayet açık bir fikir daha edinmiş ve sulh ve sükunun kararlaştırılması için memlekette hangi parti, hangi ileri gelenlerden istifade edilebileceğini anlamıştır.

İşte bu saydığım maddeler neticesindedir ki hükümette bulunduğu esnadaki karışıklıklara, faaliyetimiz ile ve tereddütlere rağmen sonra olanlardan kuvvet kazanarak ve hakikati görüp yanlıştan dönerek Hürriyet ve İtilaf üstün gelmiş, Hürriyet ve İtilaf, faydalı olmuştur. Bundan ötürü başında takip etmek istediği siyasetin faydası ve memleketin vaziyetine ne derece uygun olduğunu tayin etmiş bulunan (bir-iki kelime sansür) olduğu halde Hürriyet ve İtilaf’ı belli bir yolda ve güçlü bir dayanışma ile vazifesini yerine getirmeye daima hazır addetmelidir. … maceracılığa dayanan anlamsız ve fakat tesiri itibarıyla zararlı azgın siyasetleriyle, buna karşı atıl ve lakayt kalmak gibi daha zararlı siyasetlerin sulhun karlaştırıldığı şu sırada devamına imkan yoktur.

İttihatçılık harpten ötürü hesap vermek mecburiyeti demektir. Yani bir sulh ve Avrupa meselesidir, cezasız kalamaz.

Lütfü Fikri beyefendi bir özel madde bulamadığı için ceza kanununu karıştıra dursun, bu iş olacaktır, hepsinden evvel şu son hadiselerden sonra ihmali mümkün olmayarak… Memleketi maceracılıktan  kurtarmak ve dünyaya güven vermek için…

Refii Cevad, 20 Aralık 1919

Foto: Hürriyet ve İtilaf Fırkası Programı:

(Üstte; 20 Mayıs sene 326’da (1910) sureti fevkalâdede inikad ile sekiz gün devam eden umumi kongrede bazı fıkratı tadil edilen)

Not: not: Refii Cevad 1890 Şam doğumludur. Galatasaray lisesi mezunudur. 1909’da Alemdar gazetesini çıkartır.1914-1918 yılları arasında İttihatçılar tarafından Sinop, Çorum ve Konya’ya sürülür. İttihatçılar ve Ankara aleyhindeki yazılarından dolayı “Yüzellilikler Listesi”ne alınır (1922) ve  yurt dışına sürülür, ancak 1938’de “af”la döner. Yeni Sabah gazetesinden sonra köşe yazarlığına 1953’ten itibaren Milliyet’te devam etmiş, 1968de vefat etmiştir.

  • O dönemin İstanbul Barosu başkanı.

Bir Cevap Yazın

Aşağıya bilgilerinizi girin veya oturum açmak için bir simgeye tıklayın:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Twitter resmi

Twitter hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s