“BİR UYGARLIĞIN BATIŞI” (20)

Yüzleşme Yazıları “Azınlıkların en doğal tepkisi, dar topluluk aidiyetlerini (partikülarizm) beyan edip onun içine kapanmaktır, onu aşmaya çalışmak değil…”[1] Benim şehrimde durum pek öyle değil… Çünkü, Müslüman olmayan her millet paşalar ve beyler için “azınlık”tır, ama “azınlıklar”ın toplamı “Müslümanlar”dan çoktur ve içine kapananlar “hakim millet” Müslümanlardır!                                                     İslâm milletin İzmir’de “azınlık” olma hâli, yani hem “milleti…

GEÇ KALMIŞ BİR DOĞRU TEDBİR ve CEMİYET’in MALLARI (3-son)

Talat Ulusoy

yüzleşme yazıları

Sözü edilen İttihat ve Terakki Cemiyeti mademki bugün meydanda değildir, bunun taşınır ve taşınmaz malları kimindir?..

Bilinir ki, kullanım hakkı bizim medeni hukukumuzda üçe ayrılır; nakliyat, halefiyyeti ihya ve mubahattır. Mesela bir kimse diğer bir insanın mülkünü satın alırsa o malı kendisine intikal eder. İntikal, vasiyet, hibe de böyle…

Bir adamın malının ailesine intikali halefiyyet (birinin yerine/üzerine geçme) yoluyla olur.

Sahipsiz arazilerden bir kısmını ihyada sebep kendine mâl edinmektir. Buna karşılık tüzel kişilerin hukuku, kişilerin hukuku gibi olacağından İttihat saltanatının ölümü üzerine taşınır ve taşınmaz malları hazineye ait olup hazinece el konulması gerekir. Nasıl ki vakfedilen mallar kamunun malıdır, bu da öyledir. Çünkü bütün milletin hakkı vardır.

Teceddüd Fırkası[1] varis (mirasçı) olamaz. Çünkü o sülaleden olmadığını kendisi de söylüyor. Ve madem ki kullanım hakkı ve hakkı temellükte (üstüne alma) sebeplerin devamlılığı gerekir. Ve bugün ise bu sebepler ortadan kalkmıştır. Zira veraset yoktur ki bırakılan malların aynına hak…

View original post 143 kelime daha

YAHUDİLER, Tuttuğunuz yol çok yanlıştır..

Size çok samimi hitap ediyorum ki: Yanlış yollarda gidiyorsunuz. Bir çok münevverlerinizle temas ettik, kendileri Türklüğe temessülün (benzemenin) bizden fazla hararetli taraftarı göründükleri halde emirlerine amade bulundurduğumuz sütunlarımıza iki kelime olsun yazmadılar. Anlaşılıyor ki suiniyet eshabının  (kötü niyet sahiplerinin) elinde sürüklenip gidiyorsunuz. Bu memlekette artık cemaat hayatına müsaade edemeyeceğiz. Hepimizin metaı (çıkarı) olması lazım gelen…

“İSTİKLÂL” Nedir? (9)

“’Vatan haini’ kavramının objektif bir anlamı olduğu çok şüphelidir.., eğer bununla ‘vatana kötülük etmek’ kastediliyorsa, böyle bir kötülüğün gerçekten de var olup olmadığını ‘vatanın iyiliği’yle ilgili politik düşüncelerimizden ve içinde bulunulan şartlardan bağımsız olarak belirlemeye imkân yoktur. Daha da önemlisi, kimin ‘vatan haini’ olduğunu belirleyebilme konumu bilgiye ve gerçeklere dayanan moral bir otoriteyle ilgili olmayıp,…

“İSTİKLÂL” Nedir? (4)

yüzleşme yazıları “Ehl-i kitap’tan Allah’a ve âhiret gününe inanmayan, Allah ve resulünün yasakladığını yasak saymayan ve hak dine uymayan kimselerle, yenilmiş olarak ve kendi elleriyle cizye verinceye kadar savaşın.”( Tevbe suresi, ayet 2) “İstiklâl”, esas olarak bu ayetin emridir. “Hak dine uymayanlar” ile savaş “caiz”dir! Caiz, yani İslâm dini bakımdan yapılmasında sakınca olmayan,  izin verilen…

“İSTİKLÂL” Nedir? (1)

yüzleşme yazıları Ne anlama geliyor şu dillerden düşmeyen bu kelime? Herkesin rahatça cevapladığına eminim! Ama… “Mete Tunçay, Erik Jan Zürcher, Şerif Mardin, Nilüfer Göle, Büşra Ersanlı, Taha Parla, Levent Köker gibi bilim insanları Türk toplumunu ve siyasetini bunaltan, nefes alınmaz hale getiren(lerin-tu) tahakkümünden kurtulup özgürleşmenin tek çaresinin yakın tarihimizi bütüncül bir şekilde sorgulamaktan, eleştirmekten, doğru…

BÜYÜK MİLLET MECLİSİ ve “SOYKIRIM” (1)

Ankara’da Millet Meclisi (BMM), yani “Kurucu Meclis”, “Gazi Meclis” yani, 14 Eylül 1922 günü “Ermeni malları”nı dördüncü madde olarak gündeme alır! Gazianteb Mebusu Ali Cenanı Bey, “Ahar mahallere (başka yerlere) nakledilmiş eşhasın (kişilerin) tasfiyeye tâbi tutulan emvali (malları) hakkındaki 8 Kânunsani 1336 (Ocak 1920) tarihli kararnamenin reddedilmesi”ne dair bir önerge verir. Nereden çıktı şimdi bu…

TÜRKLEŞTİREMEDİKLERİMİZDEN MİSİNİZ?!

Ermeniler 1915’te tam “temizlenemedi!”. Anadolu’da kimsesiz kalmış bir avuç  Ermeni’yi hall’etmek kolaydı. Ama İstanbul’da hâlâ Ermeniler vardı! Sene 1922. “24 Aralık’ta Pera-Asmalı Mescit’teki Diana Oteli’nde toplanan 40 kadar kişi,” ki bunlar Hıristiyan ve İslâm okul arkadaşlarıdır, “28 Eylül 1919’da kurulmuş olan Garabetyan Mezunlar Cemiyeti(ni), Ermeni-Türk Teâli Cemiyeti’ne”(Ermeni-Türk Yükselme Derneği)dönüştürürler. (1) Cemiyeti kuranlar, Ermenilerin mahrum bırakıldıkları…

Mekan 5: YANGIN ve Bir Okul Hikayesi…

“1922 yılının Eylül ayındaki yangından bahsetmek istiyorum. 1922 yılında bu “bilgi tapınağı” yeniden inşa edilmiş ve tamamlanmış durumda faaliyete geçmeye hazırlanırken, öngörülen tarihten tam 3 ay önce 1922 senesinin Eylül ayında İzmir’in mahvı ve ardından Rumların, atalarının yüzyıllar boyunca yaşadıkları topraklardan zorunlu ve temelli ayrılışı gerçekleşti. İzmir’in en büyük kısmını yakan yangın, sadece Evangeliki Okulu’nun eski binasını değil, aynı zamanda Kütüphaneyi, Arkeoloji Müzesini, Fizyoloji-Antropoloji Müzesini ve her şeyi kül etti…”

YANGIN ve HOŞSOHBET KALAFATÇI

Türkiye silinmiş hafızalar ülkesidir ve burada insana “insan” olarak bakılmaz; “biz” ve “ötekiler” diye bakılır.Cumhuriyet devraldığı “İslam-Türk” İttihatçı bakışını korumakla kalmaz, zenginleştirir. Kabaca üç kol türer bu damardan:Birincisi “modern-laik” kol, “biz Atatürkçüler” ve “öteki”ler anlayışı. İkincisi “muhafazakâr” kol, “biz Müslümanlar” ve “öteki” kâfirler anlayışı.Üçüncüsü “ırkçı-milliyetçi” kol, “biz Türkler” ve “öteki”ler anlayışı.Bu üç farklı “öteki”leştirmede “biz”…