yüzleşme yazıları

Bilinir ki hukukun yorumlanmasında tüzel kişilik (şahsiyet), kişi hakları gibi haklara sahiptir. Yalnız tüzel kişilik, konusuna göre milletleri, bulundukları memleketleri siyaseten, iktisaden, refahın yükselmesinde en yüksek düzeye çıkarır. Mesela resmi işlemler çerçevesinde oluşmuş bir ticari şirketten memleket pek çok yarar görür, hatta sayılarının artması bir millet için, bir vatan için cidden öğünülecek şeydir. Yeter ki, hükümetin o şirketlerden birisiyle çıkar ilişkisi bulunmasın. Kişinin mal ticareti de böyledir.  Bir kişi ölümüyle ticari işlemlerinden ötürü borçlarını ödeyemeyecek hale gelir yani iflasa mahkûm olur. Tüzel kişilere ait olan şirketler de, cemiyetler de ölüme mahkûmdur.

Toplumun veya kişinin madden ölümüyle kalan malları mirasçısı bulunmazsa maliye hazinesine aittir. İttihat Cemiyeti  saltanatı zamanında bilmem ne gibi tarihi hakikatler ve toplumsal ilkelere tesadüf ettiğine, bir taraftan vatanımız düşmanın atlarının ayakları altında, diğer bakımdan uğursuz savaşın sebep olduğu fakirlik ve sefaletin demirden pençesi altında bitkin bir halde bulunurken bir makalemizde söylediğimiz üzere milleti daha ziyade kasıp kavurmak, iliğindeki az miktarda kalmış son can suyunu da emmek üzere Kantariye[1], Donanma Pazarı[2], esnaf cemiyetleri daha bilumum neler neler, öyle aldatıcı ,vurguncu ve ancak menfaatleri sınırlı sayıda kişilere, kabahatleri ise bütün millete ait olmak üzere öyle kapıp götüren felaket fabrikaları yarattı ki, bunların memlekete faydası değil, ne büyük zararları olduğunu söylemek bile gerekmez.

Ceza kanunu açıkça memurların ticaretle meşgul olmalarını şiddetle yasaklıyorken İttihat hükümeti her türlü vatan ve millet menfaatini silkip atarak ticaret okyanusuna daldı. Ama ne kadar zalimce bir dalış! İşte Kantariye Şirketi’nin tekeli bu eşkıya ticarethanelerinden biriydi. Bugün haber alıyoruz ki bu sermayeye el koyduğu gibi, bağışlanan pek çok paraları (da) bu şirket cebine indirmiş!!!

Merkezi hükümetin[3] verdiği bir emir üzerine Vilayet Haberleri kısmında görüleceği üzere bir heyet Cumartesi günü o ortak menfaat şirketinin mağazalarını, depolarını mühürlemiştir. Biz şimdiki hükümetten böyle kanuni, böyle güzel hareketler bekliyoruz. Bir millet, bir hükümet toplumsal ve samimi bir inkılâp için böyle hareket eder. Mademki vakıf sermayesidir ve mademki bağışlanan paralar da işin içine karışmıştır…

Sermaye nedir, faiz nedir incelenmeli ve vakıf adına geri alınmalıdır. Bunlar yapılmazsa o sorumsuz kuvvetin hayata dönmesine güç verilir, sonra önde gelen milletlerin gözünden düşer, kamuoyunda üzüntü ve yürek daraltan fiiller yüzünden hükümete karşı ümitsizlik doğar.

Fakat hükümet bu konuda geç kaldı.

                                                                         **       **       **


[1] Millî İthalat Kantariye A.Ş.: 6 Eylül 1916’da kurulan, iç ve dış piyasalardan kantariye ve bakkaliye eşyası getirip satmak ve bu maddeler üzerine komisyon işlemleri yapmak üzere kurulan şirket.

[2] Ticaret-i Berriyye ve Bahriyye Osmanlı A.Ş.: 23 Ekim1917’de kurulan buharlı ve yelkenli gemiler ile, mavna ve römorkörle yolcu ve yük taşımak, bunları inşa etmek üzere fabrikalar kurmak, tramvay, otobüs  vs. ve hayvan nakliyatı işleri yapmak, kömür ocaklarını işletmek, kömür ticareti yapmak, depolar kurmak, orman işletmek üzere kurulan şirket.

[3] İzmir “özerk” olduğu için, İstanbul hükümetine bazen  “merkezi hükümet” diyor.

Bir Cevap Yazın

Aşağıya bilgilerinizi girin veya oturum açmak için bir simgeye tıklayın:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Twitter resmi

Twitter hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s