Yüzleşme Yazıları

“Doğduğum bölg enin son yüz yıllık tarihini aklımdan geçirdiğimde, Marksist esinli siyasal hareketlerin Müslümanları, Yahudileri ve çeşitli mezheplerden Hristiyanları bir süreliğine yan yana getirebilen yegâne hareketler olduğunu görüyorum. “S64

Beyrut için dile getirdiğin bu görüşe katılıyorum değerli Maalouf; bir araya getirebilen ve bir araya gelen son yüz yılda İzmir’de de onlardı.

Çünkü onlar “dil farkı bilmeyiz, din farkı bilmeyiz” diyenlerdi… Örneklerle geçmişte gezersek, “milliyetçi- ulusalcı” gözlerin onları yok saydıklarını görürüz.

                                                  **       **        **

“Ergatis” adıyla bir sosyalist gazete yayımlanır İzmir’de, yıl 1908! Ergatis (εργάτης) Yunanca bir kelime, Türkçe’de “ırgat” ya da “amele” kullanılır o zamanlar.

Yani günümüzün “İşçi” adlı bir gazetesidir İzmir’e seslenen…

Neden Yunanca yayımlanır?

O zamanlarda “Vatandaş Türkçe Konuş!” kampanyaları yoktur da ondan! Nüfusun yaklaşık %40’ı İslâm ise, bir o kadar Ortodoks Rum vardır İzmir’de.

Günümüzün “kurtuluşçu”ları, yüz yıl öncesinin bu hakikatine gözlerini ve vicdanlarını kapatmıştır. İzmir’in “uygar” geçmişinden korkar onlar. Ne de olsa “milli/ulusal” eğitilmiş çocuklardır!

İzmir işçi sınıfı içinde en kalabalık olanların, İzmir Rumlarının dilinde yayımlanır ve “hain Yunan işçileri” şehrimi ele geçirmek istedikleri için değil, bu yüzden Yunanca seslenir İzmir’e “Ergatis.”

                                                        **       **       **

İslâm milletten Mehmet Mecdet’tir “εργάτης”in  kurucusu; Ortodoks Rum milletten Leandros Kokkinidis ve D. Kocamanis gazetenin diğer iki yöneticileri olarak yazılır (εργάτης) logosunun altında.

Genellikle Kocamanis’in kaleme aldığı başyazılarda, “milletlerin kardeşliği” ilkesi çok sık işlenir:

“Kardeşler! Hürriyet ve anayasal vatandaşlık düşüncesi anavatanın menfaatinedir…” 

Anavatan, Osmanlı ülkesidir, “Bütün Millet” her dinden ve her dilden Osmanlı vatandaşlarıdır. Kocamanis bir Osmanlı vatandaşıdır.

Marksistlerle İttihatçı Türkçü-İslamcıların (günümüzün milliyetçi ve ulusalcıları; Mustafa Kemalci ve Atatürkçüleri olarak da okuyabilirsiniz) farkı burada açıkça belirir:

Ergatis İzmir’e “Bütün Millet” diye seslenirken, İttihatçı yayınlarda Müslümanlar kastedilerek “Büyük Millet” kullanılır. Nihai hedefleri, bütün milletleri İslamlaştırmak-Türkleştirmek yoluyla farklı dinleri ve dilleri yok ederek tek dinli “Büyük Millet”e katmak, “Büyük Millet”i yaratmaktır.

                                                     **       **       **

“Ergatis”in bir güngörmüşü, bir rehberi vardır: Çürükçüoğlu Nikolaki.

Hukukçu Çürükçüoğlu “birlikte yaşama”nın en tanınmış savunucularındandır.

İzmirli bir Hüseyin Hilmi vardır, daha sonraları “İştirakçi Hilmi” olarak tanınır.

Girişte yazmıştın değerli Maalouf: “Marksist esinli siyasal hareketlerin Müslümanları, Yahudileri ve çeşitli mezheplerden Hristiyanları bir süreliğine yan yana getirebilen yegâne hareketler olduğu”nu…

Türkiye’de İttihatçı zihniyetin yüz yıllık “tek millet” saltanatının temel eylemi bunu ispatlamaya yeter de artar bile:

Ümmetçiler, milliyetçiler, ulusalcılar on yıllarca bu memlekette sınıfların olmadığını iddia eder:

“İmtiyazsız, sınıfsız kaynaşmış bir kitleyiz!”

Çünkü sömürenler, “imtiyazlı”lar hep “ötekiler”dir; Rum’dur, Ermeni’dir, Yahudi’dir! Türkçe dilli) Karamanlı (şimdiki Karaman ili anlamında değildir) Ortodoks Hristiyan’dır!

İzmir’i koy bir yana, nüfusunun üçte biri Karamanlı olan Kula’da (1980’lere kadar pek ünlü) yünlü kumaş dokuma, battaniye ve halı fabrikası kurulmuştur.

Bunlar Anadolu’yu “fethetmek” isteyenler midir?

Bunlar imtiyazlı ve Anadolu’yu sömüren “emperyalistler” midir!

Yerli ve milli, Türk ve İslâm olan, dindar veya laik olan, istiklâlci veya kurtuluşçu olan sermaye asla sömürmez ve asla “imtiyaz” kabul etmez, değil mi?!

** ** **

foto: Kula’daki Mensucat fabrikası. Yünlü kumaş, yün halı ve battaniye dokunurdu.