KURUCU MECLİS NE KONUŞUYORDU?
“Kurucu Meclis”te yüzüncü toplantısı üç oturumludur, ikinci oturum gizlidir.
Gizli oturumun gündem maddesi doksan dokuzuncu oturumda yarım kalan “Devlet memurlarından yüzde yirmilerin kesilmemesi” konusudur.
“Kurucu Meclis” (BMM) bunu milletin önünde tartışmaktan kaçınır. Sonuçta, asker ve sivil tüm “Memurlardan yüzde yirmi kesinti kaldırılır!” Ordu, el koyup aldığı köylünün hayvanı öldüğü takdirde bedelini ödeyip ödememe meselesi görüşülmez, askıdadır.
BMM, “İzmir’in Kurtuluşu”nu hâlâ gündeme almamıştır, ya habersizdir, ya da …
“Kurucu BMM” boş duracak değildir. Altmış kadar mebus beş maddelik bir önerge verir. Gerekçesi ve dördüncü maddesi şöyledir:
“Emvali metrukeye (terkedilmiş mallara) ve düşmandan alınan ganaime (ganimetlere) hazine namına (devlet adına) el konularak, yitip gitmelerinin önlenmesi.” (1)
Önerge imzacılarından İsmail Suphi Bey, Batı Anadolu’nun “Boşaltılması sırasında Yunanlıların tahribat yapacakları”nı üç ay önceden öngören mebustur.
Önerge “ibretlik” imzacılarla doludur, şu birkaç örnek isim geri kalanı için bir fikir verebilir:
Cebelibereket (Osmaniye) mebusu İhsan: “Topçu” İhsan (Eryavuz) diye de bilinir. Fethi Okyar’ın üçüncü bakanlar kurulunda, yeni kurulan Bahriye Vekaleti’nin (Donanma Bakanlığı, 30 Aralık1924) ilk bakanı olur. Meşhur Yavuz (Goben) zırhlısı yolsuzluğunun (Havuz-Yavuz davası) baş aktörüdür.
Yozgat mebusu Feyyaz Âli: Ermeni kıyımıyla ilgili görülerek Boğazlıyan Kaymakamı Kemal ve Yozgat Jandarma Komutanı Fikri ile birlikte tutuklanıp İstanbul’a gönderilenlerdendir.
Antep mebusu Ali Cenani: Antep İttihat ve Terakki Cemiyeti kurucusu, üyesi ve başkanıdır ve Ermenilerinin tehcirinde önemli rol üstlenir.
Antep mebusu Kılıç Ali: İstiklâl Mahkemesi başkanlığı yaptığını ve “cellat” Ali diye ünlendiğini bilmek yeter. Aynı “cellat” lakabıyla anılan Afyon mebusu Kel Ali de imzacıdır.
Önerge üstüne sözler alınır ve iki görüş çarpışır, “fikir” çarpışması “kurtarılmış” yerlerdeki “emvali metruke ve ganimetler”in paylaşım mücadelesi içindir.
Kırşehirli Müfit Efendi’nin dedikleri şunlar:
“Efendim,.. bu arkadaşlarımızın emeli bir an evvel oradaki dindaşlarımızın, oradaki kardeşlerimizin rahatını temin, kendilerinin şimdiye kadar uğradıkları zulmü adalete döndürmek ile kendilerini sevince boğmaktan başka bir şey değildir…”(2)
“Yahu Müfit Efendi, “kurtarılan” şehrde “din kardeşi” olmayanlar var! Aralarında bulunan çocuk, kadın ve yaşlıların tümü de “zalim” sınıfına sokulup suçlu mu sayılacak!?” diye soran çıkmaz.
Hele bir bakan ile bir mebusun arasında geçen tartışmada bir “küçük itiraf” var ki;
Burdur mebusu İsmail Suphi: “Ata Beyefendi (içişleri bakanı) zatıâliniz devlet memurlarını ve yerel teşkilâtı bu işleri yerine getirmeye yeterli görüyor musunuz?.. Önergede olağanüstü görevlerden söz ediyoruz. Oralarda kuracağınız mülki idare bu görevi yapabilecek midir?”
Atâ Bey: “Olağanüstü görev hangisidir?”
İsmail Suphi: “İşgalden dolayı birçok mesele var, emvali metruke vardır. Onlar halledilecektir…”
Dervişin hiç aklından çıkmayan fikri “emvali metruke”dir, zikri de “emvali metruke”dir.
“Yahu durun! Daha İzmir’de “terkedilmiş mülk” yok!” Hıristiyan İzmirli hemşerilerin çoğu mallarıyla, mülkleriyle ve atalarının mezarlarıyla içiçe halen orada yaşıyor! Henüz İzmir’ yakıp, mallarını, mülklerini bırakıp kaçmadılar. Nedir bu “emvali metruke telaşı?!”
Önerge başbakanlığa havale edilerek meseleye bir nokta konulur.
“Kurucu Meclis”e İzmir’in “kurtuluş” müjdesi henüz gelememiş olsa da,Bursa’nın geri alınmış olduğuna dair haber ulaşır. ”Müdafaai Milliye” (milli savunma) Vekili Kâzım Paşanın haberi mebusları sevince boğar. Şöyledir açıklama:
“Ordumuzun Bursa istasyonuna girdiğini ve bir kıtamızın da şehrin içerisindeki asayişi temine memur edildiğini şifre ile haber aldım. Bu haber üzerine Bursa alınmıştır, tebrik ederim.”
İzmir’den hâlâ tek kelime ile “kurtuluş” haberi gelmez!
Ey “Yüce BMM, Kurucu Meclis”, sen İzmir’in geri alındığını üç gündür bilirsin de benden mi gizlersin?
foto: Ege içlerinden İzmir’e sürülen ve ülkeyi terk etmeleri emredilen Hıristiyan(düşman)lar…
- TBMM Zabıtlar,11 Eylül 1922, c.22.