Size çok samimi hitap ediyorum ki: Yanlış yollarda gidiyorsunuz. Birçok münevverlerinizle temas ettik Kendileri Türklüğü temsilen bizden fazla hararetli taraftar göründükleri halde emirlerine amade bulundurduğumuz sütunlarımıza iki kelime olsun yazmadılar. Anlaşılıyor ki kötü niyet sahiplerinin elinde sürüklenip gidiyorsunuz.
Bu memlekette artık cemaat hayatına müsaade edemeyeceğiz. Hepimizin itaat etmesi lâzım gelen Teşkilatı Esasiye Kanunu “Türkiye’de Türkler vardır” diyor. Bundan dolayı siz de ya Türk olarak burada oturmak veyahut mavi zemin üzerine beyaz yıldızlı bayrak taşıyan hükümetin topraklarına gitmek mecburiyetindesiniz. Size “Biz Türk olduk” dedikten sonra kimse çıkıp da “Buradan gidiniz” diyemez. Fakat “Biz Türklüğün içinde Yahudi mevcudiyeti, Yahudi cemaati olarak yaşayacağız” iddiasında bulunursanız müsaade edemeyiz…
Öteden beri bizim memleketimizde –tıpkı Rumların Evangeliki mektebi gibi (1)- kendinize ait mektepleriniz, tıpkı Rumların yardım dernekleri gibi- … cemiyetleriniz ve yine –tıpkı Rum papazları gibi- sizi bizden uzaklaştırmaya çalışan hahamlarınız var. Utanın, birinin arkasında sürüklenerek bize karşı çirkin bir vaziyet aldınız. Fakat size çok açık söyleyelim ki: Biz bu memlekette bizden olmamakta ısrar edenlere hakkı hayat vermeyeceğiz. Ne yaparsınız diye sormayınız. Siz de biliyorsunuz ki Yunan işgali zamanındaki yılışık ve müstehzi hallerinize rağmen Türk bir şey söylememiş ve fakat çok şeyler yapmıştı.
Gerici hahamlarınızın emriyle Türkün ruhu olana, Tayyare Cemiyeti’ne (2) güya baskıya kalktınız . Siz beş yüz sene et yiyemeseniz, hatta top yekûn açlıktan can verseniz bizim bir kılımız bile kıpırdamaz. Çünkü hâlâ Türk Yahudi değilsiniz ve Türk olmaya da şimdilik niyetiniz yoktur.
Biliyorsunuz ki sizi –bütün mazinize rağmen- bir vatandaş gibi kabulde tereddüt göstermedik. Bu yüksek ahlâkı dünyanın hiçbir memleketinden göremezsiniz. Daha geçen sene Rusya’da, Romanya’da, hatta İsviçre’de başınıza gelenleri hiç kimse unutmadı. Siz; dünya yüzünde böyle milliyet olarak Yahudi kaldıkça nefret edilen cemaat olmaktan asla kurtulamayacaksınız.
Sizin dininize, itikadınıza kimse karışamaz. Fakat ondan sonrasına pek âlâ karışabiliriz. Göz göre göre içimizde ayrı bir teşkilata, ayrı bir milli mevcudiyete tahammül edemeyiz. Düşününüz, taşınınız ve ona göre bir karar veriniz.
Diyeceksiniz ki biz azınlık haklarından vazgeçtik . Diyeceksiniz ki biz de sizin gibi din ile dünya işlerini ayırdık. Bu yaldızlı marifetlerinize belki inanmış bazı safdil vatandaşlar vardı. Fakat o hareketlerinizin de foyası meydana çıkmıştır. Hahamlarınız maskeyi çıkardılar ve açıktan açığa Türklüğe karşı bir vaziyet aldılar…
* * *
Bütün bu olaylar mahalli yönetimin gözü önünde cereyan etmiştir. Milliyetperver Türk Cumhuriyeti’nin milliyetperver İzmir valisi İhsan Paşa hazretleri haham başına (Şu Binabarit dediğiniz hayır cemiyetinin ismi neden Türkçe değildir ve neden yalnız Yahudi fukarasına mahsustur) şeklinde bir sual sorsalar acaba ne cevap alırlar? İzmir’de neden hâlâ Yahudi mektepleri, Yahudi hayır cemiyeti, Yahudi teşkilatı ve Yahudi’ye özel hayat vardır? Lozan Anlaşması’nın azınlıklara bahşettiği hukuktan mademki Yahudiler vazgeçmişlerdi, mahalli hükümet neden bu mektepleri, Binabariyetleri, fukara bilmem nelerini hemen Türk kurumlarıyla değiştirmiyorlar?
Yahudi cemaati bugünkü mevcudiyetiyle Türklüğe kesin olarak zararlıdır. İşte son hadise! Bu memleketi kurtarmak için can vergisi, kan vergisi verdikten başka bütün mevcudiyetini de fedadan asla çekinmeyen Türk; ağzındaki lokmayı da memnuniyetle Tayyare Cemiyeti’ne bağışlamışken Yahudi hahamları üç buçuk Yahudi fakirini öne sürerek milli teşkilat için lüzumuna kani oldukları parayı elden kaçırmamak istiyorlar. Bu Türklüğe, Türk vatanına, Türk vatanının müdafaasına hıyanet değil de nedir?
Memlekette Yahudiler artık aldılar, yürüdüler. Hahamlarıyla, kötü niyetli ileri gelenleriyle, kendilerine mahsus teşkilatlarıyla “hükümet içinde hükümet” manzarası arz eden bu cemaatin vaziyetini artık tespit etmek zamanı gelmiş, hatta geçmiştir. Türk gençliği Türk vatanında Yahudi kalmak isteyenlere artık daha fazla müsaade edemeyecektir. Tayyare Cemiyeti’ne hıyanet edecek kadar ileri giden mürteci hahamlar ortadan kaldırılmadıkça Yahudi milleti Türklüğe asla yanaşmak istemez, istese de mürteci hahamlardan fırsat bulamaz.
Yahudiler hahamlar saltanatını eğer bizzat alaşağı edemezlerse –ki edemediler- bu işi biz Türkler pek âlâ yapabiliriz. Hahamları, daha doğru ve daha kapsamlı bir tabirle- Yahudilik bayraktarlarını ortadan kaldırmakla kendimizden fazla Yahudilere iyilik etmiş olacağız…
Z. Besim (Zeynel Besim), başyazı, YANIKYURT, 07.01.1926
(İzmir’in Hizmet adlı gazetesi, Büyük Yangın’dan sonra “Yanık Yurt” adıyla çıkmaya başladı.)
foto: İzmir “Bet İsrael” Sinagogu.
- İzmir’de iki Evangeliki mektebi vardı. Bugün “Atatürk Lisesi” olan kızlar, “Namık Kemal Lisesi” olanı da erkekler içindi. Namık Kemal Lisesi yeni bina idi ve Hritiyan öğrenciler bu binayı hiç kullanamadı.
- Tayyare Cemiyeti: Türk Hava Kurumu. O zamanlar “milli piyango” çekilişleri yapar, bağışlar toplardı.