“Devletin devamlılığı” gereği bütün belgelerin devlet arşivlerinde bulunduğuna kuşkum yok. Geçmişinden “emin” olan devlet bu belgeleri “kozmik oda”da saklamaz, hepsini “övünerek ve güvenerek” yayınlar.
Geçmişe dair belgeler gizli kaldıkça, kırk seçim de yapsanız, “gizli-karanlık” odaklar iktidarda kalır. 27 Mayıs’lar, 12 Mart’lar, 12Eylül’ler, 28 Şubat’lar, 15 Temmuz’lar hep kapıya gelir dayanır. Ya da kudretli ve “Tek” adam iktidarları ve sevgilerinden kurtulunamaz!
Aradan yüz yıl geçmiş, “İstiklâl veya Kurtuluş Savaşı” ve “Şanlı Cumhuriyet” kutlamaları hazırlıklarının yapıldığı şu sıralar sorum şu:
“İstiklâl Harbi” veya “Kurtuluş Savaşı” veya “Bağımsızlık Savaşı” ile ilgili belgeler tam olarak ne zaman açıklanacak ve yayınlanacaktır? Bir tek “Nutuk” bir koca geçmişi anlamaya yeter mi?
Demokrasiye kavuşabilmek ve kalıcılaştırabilmek bu sorunu ve şunun cevabıyla yakından ilişkilidir:
“9 Eylül 1922 ve izleyen günlerde yaşananlar, emperyalist güçlerin işgalinden ‘kurtuluş’ mudur; yoksa İzmir’in yerlisi Hıristiyan Rum ve Ermenilerden ‘kurtuluş’ mudur?”
28 Eylül tarihli “BEYANNAME (7) (Ahenk gazetesi) 30 Eylül 1338/1922)
- Altı numaralı beyannamede verilen mühlet bugün (30/9/1338) hitam (son) bulmuş ise de kafi derece ve miktarda vapur bulunmaması sebebiyle bahren müfarakat etmek (deniz yoluyla ayrılmak) arzusunda bulunanların bir kısmının hareket edemedikleri anlaşıldığından işbu mühlet sekiz gün temdit olunmuştur. Son müddetin hitamı (bitimi) olan 8/10/1338 akşamına kadar bahren gitmek arzusunda olanların behemahal hareket etmeleri muktezidir (gereklidir). Bahren gitmeyecek olanlar dahil memalike (memleket içlerine) nakil olunmak üzere kendilerine en yakın olan karakollara müracaatla efrat ve aileleriyle beraber isimlerini kaydettirecekler ve harekete amade bulunacaklardır. İsimlerini kaydettirmeyenler emri hükümete itaat etmemiş addolunarak tecziye edileceklerdir (cezalandırılacaklardır).
- Ayvalık, Urla, Kuşadası gibi iskelelerden ve Garbi Anadolu’nun sair sahilinden bahren müfarakat etmek (ayrılmak) isteyen düşman erkânın vapurlarla hareketlerine müsaade edilmiştir. Her mevkide bu beyannamenin tarihi neşrinden itibaren on gün müddetle bahren seyahat caizdir. On günün hitamında (bitiminde) dahil memalike sevk olunacaklardır.
- Emlâki hususiyedeki (özel mülklerdeki) bayraklar kaldırılacaktır. Araba, otomobil, dükkânlarda bayrak bulundurmak memnudur (yasaktır). Emlâki hususiyeye bayrak keşidesi (çekilmesi) eyyamı mübareke ve resmiyeye (kutsal ve remi günlere) ve fevkalâde zamanlara mahsustur. Tebaen ecnebiyeden (Yabancı tabiyette) olanlar dahi bu usule tabidir. Müessesatı resmiyenin (resmi kurumların) ve konsoloshanelerin ancak eyyamı resmiyede bayrak keşide etmeleri usuldendir. Eyyamı diniyye ve resmiyelerinde ecnebiler tabiyetinde bulundukları devletin bayrağını çekerse yanında bir de Türk bayrağı keşide edecektir.
- İdarei örfiye mucibince akşam saat 7’ye kadar olan memnuayat (yasaklar) saat 9 (dan) sonraya kadar temdit edilmiştir (uzatılmıştır). Ancak gurubu şemsden (güneş battıktan) sonra sokağa çıkacak olanlar fener taşımaya mecburdurlar. Gece fenersiz görünenler tevkif edileceklerdir.
Ordu Kumandanı Ferik Nurettin”
foto. Yangın ertesi, 19 Eylül günü “Gâvur İzmir”de bir sokak…