Yangından kaçan Hristiyan ahali Liman ve Kordon boyuna yığılır. Ege içlerinden sürülenler 9 Eylül’den önce gelmeye başlamıştır: “Mehtap güzel, fakat İzmirlilere korku veriyor” başlıklı bir haberde İstanbul’un Akşam gazetesi, 9 Eylül günü bir İtalyan muhabirine dayanarak  İzmir’deki durumu şöyle aktarır:

“Her saat geçtikçe şehre gelen mülteci ve firariler her tarafı dolduruyor…”( Akşam, 9 Eylül 1922, s.1)

Körfez’de gemiler vardır, fakat onları kurtaracak gemi yoktur. Körfez’e demir salmış ve yangını seyreden İngiliz, Fransız ve Amerikan savaş gemileri yerinden kıpırdamaz.

Cennet İzmir yangınla kül olur, kapkara bir cehenneme döner. Yanarak ölenlerin, boğularak ölenlerin sayısı yüz binin üstünde söylenir, tam sayı bilinmez, resmi bir açıklama yoktur. Ha gemiye binip “def olmuş”, ha öte dünyaya gidip yok olmuş, fark etmez.

O günlerde ve ondan sonraki uzun yıllarda Büyük Millet Meclisi gizli ve açık oturumlarında “İzmir Yangını” gündeme alınmaz, sözü bile geçmez. Tersine, 13 Eylül 1922 günü, Edirne Mebusu Şeref Bey, İzmir’in adının “Güzel İzmir” olması için bir önerge verir! (bkz. TBMM Zabıtlar, 101’inci oturum.)

İzmir’e hâlâ ”Güzel İzmir” demek, o kara günlerden mi miras kaldı acaba?

İzmir’in Türkçe gazeteleri İslâm mahallesindedir, yangın ertesinde bu gazetelerde İzmir yangınından söz eden yazılara rastlanmaz.  En azından kütüphanelerde, açık arşivlerde bulunan gazetelerde durum budur. En erken verilen haberlerden biri, yangının başlamasından üç gün sonra yine Ankara yanlısı İttihatçı Akşam gazetesindedir:

“İzmir yangınının etfa edildiği (söndürüldüğü) bugün gelen mevsuk malumattan (sağlam bilgilerden) anlaşılmıştır.  Şehrin yalnız Hıristiyan ve Frenk mahallelerinin yandığı hakkındaki haberler doğru değildir.  İslâm mahallatı (mahalleri) da bu felaketten müteessir olmuştur. Yalnız rüzgârın muhalif istikametten vezzan etmesi (ters yönden esmesi) İslam mahallatını daha ziyade vikaye etmiştir (korumuştur).

Mehmet Şevki Bey de söz etmez yangından, sıkıyönetim koşullarında muhakkaktır ki istese de söz edemez, yasaktır!

Belki de bu yüzdendir yangından bir buçuk ay sonra, eski tarihini de not düşerek “Dante’ye” seslenişini bir kez daha yayınlaması.  İzmir Yangını’nı cehennem metaforuyla hafızalarda yer ettirebileceğini düşünmüştür belki de…

Şurası açık ki yazar,  Dante’ye seslenmekte, onun cehennemlerinde gezmekte bulmuştur suskunluğu yırtacak çareyi.

Bir Cevap Yazın

Aşağıya bilgilerinizi girin veya oturum açmak için bir simgeye tıklayın:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Twitter resmi

Twitter hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s