Yüzleşme Yazıları
“Ekim (1914) ortasına gelindiğinde, Enver Paşa’nın talep ettiği iki milyon sterlin altın olarak Almanya’dan gelmişti.”[1]
İslâm milletin “kâfir”lerin parasıyla savaşa girmesi “Şeriat”a uygun muydu? Hristiyan parası ile “İslâm istiklâli”ne kavuşmak “caiz” miydi?
Sadece soruyorum değerli Maalouf, cevabı bilgim dahilinde değil, elbette bunun cevabını, günümüzde sayıları artan “din alimleri” verecektir…
** ** **
“İslâm Osmanlı”ya “emperyalist Hristiyan” desteği, sadece Birinci Dünya Savaşı ve Alman parasıyla sınırlı değildir.
“İstiklâl Harbi”nde, yani “İzmir’in Kurtuluşu”na giden yolda “dinden çıkmış” Sovyetlerin büyük desteği olduğu bilinir ve bu destek “emperyalizme karşı ittifak” gibi sağda, solda, çok yerde anlatılır…
Ama Ankara “İslâm Meclisi” kuvvetlerinin, el altından Fransız ve İtalyanlar tarafından da desteklendiğinden pek söz edilmez!
Gerek İtilaf Devletleri’nin (İngiltere, Fransa, İtalya) arasındaki çekişme ve gerekse bu üçlünün son anda dünya siyasetinde söz sahibi olma isteğiyle İtilaf saflarına katılan ((26 Eylül 1918) Amerika’nın, Yakın Doğu’nun paylaşımındaki rekabetidir “gizli emperyalist ve Hristiyan devlet yardımları”nın yapılmasındaki nedenlerden biridir.
Bu dört İtilaf Devleti’nin yüksek komiserlerinden üçü Lozan Antlaşması’ndan (24 Temmuz 1923) sonra çekip giderler, ama bir “işgal kuvvetleri yüksek komiseri vardır ki, o gitmez!
Bu kişi Amiral Mark Bristol’dür, ta 1927’e kadar, Büyükelçi ve çok sayıda Amerikan şirketinin temsilcisi olarak Türkiye’de kalır!…
“İstanbul’da Yüksek Komiser olarak görev yapan Amiral Mark Bristol o kadar vatansever bir Amerikalıydı ki ülkesinin çıkarlarını her şeyin üzerinde tutardı… Amerikan yatırımcılarının, Türkiye’de iş yapan Avrupalı ya da Levanten işadamlarıyla işbirliği yapmalarını da istemiyordu. ‘Tüm Osmanlı İmparatorluğu’nı tek bir seferde yok edip Avrupa’nın etkisinden kurtarması Amerika’ya düşen büyük bir görevdir.”[2]
Acaba Amiral Bristol, saltanatı yıkmak ve Cumhuriyet kurmak konusunda da yardımcı olmuş mudur?
Acaba Amiral Bristol “Ermeni tehciri”nin, genç Cumhuriyet’in karşısına bir “silsilei meratib” olarak çıkarılmasına engel olmuş mudur?
Sana sevgi ve selamlarımla birlikte “şüphe”lerimi de yolluyorum. Ne dersin Maalouf?
** ** **
“Amiral Bristol, bu problemli bölgede Amerikan iş ilişkilerinin ilerlemesinde kararlı ve Türk yanlısı politika izlenmesinin gerekli olduğunu hissediyordu, Karadeniz’de bir liman şehri olan Trabzon ve etrafında binlerce Yunanlının (Hristiyan’ın denilmesi gerekirdi-tu) katledilmesi onu hiç rahatsız etmiyordu. Aslında, Avrupalı tanıkların raporlarını ‘güvenilmez kaynaklardan gelen propagandalar’ olarak bir kenara koyup …
Eğer Amerika azınlıkların geçmişte çektiklerinin üzerinde durursa bölgenin zengin petrol yataklarından faydalanamayacağını biliyordu… Perşembe öğlen saatlerinde Smyrna sokaklarında sayıları 150.000’i bulmuş olan mültecilere yardım hiç niyeti yoktu. Şehre yollanan iki destroyere (Lichfield ve Simpson) kendisinin bir Türk iç işi olarak gördüğü olaya müdahalede bulunmamak üzere kesin talimat vermişti.”
** ** **
Yarıya yakını Cumhuriyet ilânından sonra olmak üzere on yıla yakın Türkiye’de Yüksek Komiser ve büyükelçilik görevlerinde bulunan Amiral Bristol, bu süre içinde çok sayıda Amerikan şirketinin de temsilciliğini yapar.
Ve, 20 Mayıs 1927 günü Akşam gazetesinde “Madam ve Amiral Bristol Ağlayarak Gittiler” başlığı altında şu haber yayımlanır:
“Amiral’e müstesna bir teşyi (uğurlama) merasimi yapılmış, dostları tarafından müteaddid hediye ve buketler takdim edilmiştir.
Dünkü nüshamızda yazdığımız veçhile Amiral “Bristol” refikasıyla (eşiyle) birlikte ekspres treniyle şehrimizden Paris’e müteveccihen hareket etmiştir. Harbi Umumi’yi (Birinci Dünya Savaşı) müteakip akdedilmiş mütarekenin bidayetinden (başlangıcından) beri şehrimizde mümessil sıfatıyla müttehiden (beraber) Amerika hükümetini muvaffakiyetle temsil etmiş olan Amiral “Bristol” şehrimizden müfarekatı hasebiyle (ayrılışından dolayı) pek müstesna bir teşyi merasimi yapılmıştır… Hariciye murahhasımız (dışişleri yetkilimiz) Nusret Bey ve murahhaslık erkânı (ileri gelenleri), rical (devlet adamları) ve memurini mülkiye ve askeriye, Amiral’in dostlarından mürekkep kadın erkek muazzam ve yüzlerce kişiden mürekkep bir heyeti teşyi merasimine iştirak etmiştir. Amiral “Bristol” şehrimizde kaldığı sekiz sene zarfında en müşkül vaziyetlerde bile deruhte ettiği nazik vazifeyi kemali muvaffakiyetle ifa ederek az zaman zarfında Türk mahiyetinde kendisine samimi bir mevki temin etmeye muvaffak olmuş ve refikasıyla birlikte bize ve memleketimize karşı her vesile ile ibraz ettiği hayırhahlık dolayısıyla herkes tarafından sevilmiştir. Bu sebeple teşci merasimi parlak ve mutantan (tantanalı) olmakla kalmamış ve Amiral ile refikası ve kendisini sevenler için oldukça heyecanlı olmuştur. Amiral ve Madam “Bristol”, istasyonda müteaddit hediyeler, buketler takdim edildiği gibi samimi dostları gözyaşlarını zapt etmeye muvaffak olamamışlardır. Madam “Bristol” de heyecanını zapta muvaffak olamayarak gözyaşlarına samimi bir ceryan vermek mecburiyetinde kalmıştır.
Amiral ve Madam “Bristol” istasyonda görüştüğü şehrimizin kibar Türk ailelerine mensup bazı hanımlar ile müteaddit kereler musafahalar etmişler (el sıkışmışlar) ve orada bulunan (Foto Fransa) sahibi Mösyö “Raynbrag”ı çağırarak:
“Rica ederim, son bir hatıra olmak üzere Türk hanımları arasında bir de resim çeker misiniz” demiştir. Aldığımız habere göre Amiral “Bristol” dün huduttan çıkarken Hariciye Vekili Tevfik Rüştü Bey’e bir veda telgrafı çekmiştir.”
“Doğu Akdeniz’de bulunan Birleşik Devletler donanmasının komutanlığını yapan ve 1919 – 1927 arasında Türkiye’de Birleşik Devletler’in tüm servislerini temsilen yüksek komiser olan, sekiz yıllık dönemde Amerikan bakış açısını yansıtan Tuğamiral Mark L. Bristol’un Amerika’ya Türkiye’yi tanıtan kişisel günlükleri, haftalık raporları, muhtıralar ve bilgi notları ABD Kongre Kütüphanesi El Yazmaları Bölümü’nde 7 klasör halinde bulunmaktadır.”
ABD Kongre Kütüphanesi’ne gidip “İzmir’i Ermeniler ve Rumlar yaktı” ve “Ermeniler bizi arkadan vurdu” iddialarını ispatlamak için “belge” arayan resmi ve çakma tarihçiler, Bristol gibi bir “dost”tan bile iddialarını ispata yarar bir şey bulamamışlardır!
foto: ABD Deniz Kuvvetleri’nde Tuğamiral Mark Lambert Bristol. ABD Yüksek Komiser. 1919-1927 arasında ABD ile Türkiye arasında siyasi ilişkilerin yanı sıra, ticari ilişkileri de yürüten görevli..
[1] Philip Mansel, “Levant”, s.276
[2] Giles Milton, “Kayıp Cennet”, s.158-159, Şenocak Yayınları 2009.