Kuruluşla yüzleşmek – MENEMEN ile HELÂLLEŞMEK (2)

Cumhuriyet, “Tek Parti- Tek Adam” ayıbından “şeklen” de olsa kurtulmak için Ağustos 1930’da yeni bir siyasi partiye ihtiyaç duyar, Atatürk’ün talimatıyla Serbest Cumhuriyet Fırkası’nı (SCF) kurulur. SCF’yi kurmak üzere Gazi Mustafa Kemal, arkadaşı Paris büyükelçisi Fethi (Okyar) Bey’i görevlendirir. Belki de SCF, içine düşülen ekonomik bunalımın aşılabilmesi için “devletçi” İnönü karşısında, “serbest piyasacı” bir seçenek…

“Kuruluş” ile Yüzleşmek ve MENEMEN ile HELÂLLEŞMEK (1)

“Kamutay bugün doğdu ve saltanatı boğdu!” Dil devrimi ile Türkçe sözlükteki “meclis”in karşılığı “kamutay” olur, gelin görün ki bu icat edilen “öz Türkçe” karşılık bir türlü toplumda tutmaz. Kamutay tutmasa da yukarıdaki dizenin yer aldığı marş resmi eğitimde çok uzun yıllar çocuklara söyletilir… Çocuktur bu, kamutayı anlamasa da olur; sadece kurulan Cumhuriyet’in çok iyi, yıkılan…

HÂLÂ YAHUDİLER KÖYLÜLERE İKTİSADEN HÂKİMDİR

Milas Türk Ocağı tarafından köylülerin vaziyeti hakkında İsmet Paşa hazretlerine vuku bulan maruzat (yapılan başvuru) çok şayanı dikkattir. Köylüyü Yahudi ihtikaratından (vurgunculuğundan) kurtarmak zarureti vardır. Büyük başvekilimiz Mersin’den şehrimizi teşrif ederken sahilin bazı noktalarına da uğradılar, bazı yerlerde ise halkın müsaraatı ricalarını (başvuru isteklerini) lutfen kabul ederek dahildeki şehir ve kasabalarımızı da şenlendirdiler. İsmet Paşa…

YAHUDİLERDEN SAHTEKÂRLIK DEĞİL SAMİMİYET İSTİYORUZ

Vazifesi sadece dua etmek olan bir Yahudi hahamı yine dünya işlerine burnunu sokmuş, Yahudilerin hangi sinemaya gideceklerini bile tayine kalkışmıştır. Artık makamı vilayet bu müfsid (bozguncu) ocaklarına lakayt (kayıtsız) kalmamalıdır.                                                                   **       **       ** Memleketin mutlak ve şamil (kapsayıcı) bir ekseriyeti (çoğunluğu) katiyen (kesinlikle) bizim fikrimizde olmakla beraber bazen ve pek ender olarak istisnalara da…

YAHUDİLER, Tuttuğunuz yol çok yanlıştır..

Size çok samimi hitap ediyorum ki: Yanlış yollarda gidiyorsunuz. Bir çok münevverlerinizle temas ettik, kendileri Türklüğe temessülün (benzemenin) bizden fazla hararetli taraftarı göründükleri halde emirlerine amade bulundurduğumuz sütunlarımıza iki kelime olsun yazmadılar. Anlaşılıyor ki suiniyet eshabının  (kötü niyet sahiplerinin) elinde sürüklenip gidiyorsunuz. Bu memlekette artık cemaat hayatına müsaade edemeyeceğiz. Hepimizin metaı (çıkarı) olması lazım gelen…

BÖYLE CUMHURİYET’i NİYE SEVEYİM? (2)

Doksanı aşkın yıllık cumhuriyet tarihi,  iktidarı zorla ele geçiren ve iktidardan gitmemek için her türlü zulmü halklara reva görenlerin ve bu eziyeti “siyaset” kabul edenlerin yaptıkları bir resmigeçittir. Hâlâ böyle değil mi? “Hayır, öyle değil” diyenleri, taraftar tribününden inip, araştırarak, düşünerek “hayır” demeye davet ediyorum! Gelin bu cumhuriyetin geçmişinde, 1923’ten 1980’e kadar gezelim: 1923-1950, İttihatçı…

DOKSAN DOKUZLUK CUMHURİYETİ NİYE SEVEYİM? (1)

yüzleşme yazıları Esas büyük “Cumhuriyet kutlaması” 100. yılda, 2023 yılında yapılacak. Bir yanda “Gazi Mustafa Kemalciler”, bir yanda “Ulu Önder Atatürkçüler” karşılıklı Ata’ya minnet ve bağlılıklarını haykıracak. 1973’te cumhuriyetin ellinci yıldönümü de büyük törenlerle kutlanmıştı. O zaman yalnız “Tek Adam” Atatürkçüleri vardı ve; “Cumhuriyet özgürlük, insanca varlık yolu Ata’mızın çizdiği çağdaş uygarlık yolu…” Nakaratıyla hafızalarda…

DANTE’nin İZMİR’i (son)

“Gece ile korku ve dehşetin kavga ettiği, sırtlanların sıçradığı bir yerde, ölümün yeraltı mahzen ve mağaralarına benzeyen karanlık bir yolda idi ki, ey ilahi yolcu,.. layemut (ölümsüz) şairi gördün; adımlarını takip ederek aradığın bir yere, Hakk’ın ve hakikatin saltanat sürdüğü bir diyara geldin; kendini korkunç ve esrarlı bir büyük kapının önünde buldun. Bu… : “Ümidi,…

DANTE’nin  İZMİR’i (4)

Yazar Mehmet Şevki “dinden çıkmış” biri değildir. Uzun yazısında yer yer Muhammet ümmetinin de bu uzun savaşlardan çektiklerine ayrı yer verir ve Dante’ye “Suları Tutuşan İzmir”i haykırır: “…Ve bunun içindir ki ey Dante, ben de sana geldim; mezarından çık, benim memleketime de gel; ben de sana Şark’ın ilahi bir tepesinden yeni bir dünya göstereceğim. Evet,…

DANTE’nin İZMİR’i (3)

Dante’nin Cehennem’i, her biri ayrı bir günahı işleyenlerin azap çektiği  dokuz katlı bir çukurdur, inildikçe suç ve ceza ağırlaşır ve her şeyin merkezinde olan “İblis”tir. Fakat Mehmet Şevki Cehennem’in sadece sekiz katına değinir. Birinci kat Hıristiyanlık’tan önce doğup vaftizden yoksun kalmış ruhlara ait olduğu için, bir İslâm olarak bunu cehennemlik bir günah olarak görmüyor olmalıdır.…